8 Şubat 2016 Pazartesi

ARŞIN GÖLGESİNDE BARINACAK YEDİ MUTLU İNSAN






ARŞIN GÖLGESİNDE BARINACAK YEDİ MUTLU İNSAN

 Ebu Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Başka bir gölgenin bulunmadığı Kıyamet gününde Allah Teala, yedi insanı, arşının gölgesinde barındıracaktır:
Adil devlet başkanı,
Rabbına kulluk ederek temiz bir hayat içinde serpilip büyüyen genç,
Kalbi mescidlere bağlı müslüman,
Birbirlerini Allah için sevip buluşmaları da ayrılmaları da Allah için olan iki insan,
Güzel ve mevki sahibi bir kadının beraber olma isteğine "Ben Allah'tan korkarım" diye yaklaşmayan yiğit,
Sağ elinin verdiğini sol elinin bilemeyeceği kadar gizli sadaka veren kimse,
Tenhada Allah'ı anıp göz yaşı döken kişi."

Şimdi hadisimizin haber verdiği yedi güzel insanı tek tek kısaca tanıyalım:


Adil devlet başkanı. Müslümanların yönetimini üstlenmiş kişi demektir. Müslümanlar dünyada onun himayesinde, bir başka ifadeyle gölgesinde bulunmuşlardır. Bu sebeple böyle bir yöneticinin ahirette göreceği karşılık da yaptığına uygun olarak ilahî koruma altında olmaktır. Adil devlet başkanı, diğerlerinden üstün olduğu için birinci sırada zikredilmiştir. Çünkü devlet başkanının himayesi onların hepsini içine alır.
Allah'a kulluk içinde serpilip büyüyen genç. Gençlik yıllarını namazlı-niyazlı dindar bir çizgide geçiren genç, nefsini Allah'ın emirlerine muhalefetten korumuş, heva ve heveslerin, şehevî duyguların, gemlenmesi güç arzuların etkisine karşı koyup kulluğa sarılmıştır. Bu, ondaki derin Allah saygısının delilidir. Zira Allah'ın emirlerine sarılıp günahlardan kaçınmak büyük bir fazilettir. Hele bu, gençlik yıllarında gerçekleştirilmişse, her türlü takdirin üstündedir.Kalbi mescidlere sevgi ile bağlı müslüman. Kalbi sanki mescide asılmış kandil gibi, sürekli mescidle ilgili olan, mescidlere devamda kusur etmeyen, Allah'ın evi demek olan mescidleri ve oralarda bulunmayı seven kişi, mescidlerle ilgilenmek suretiyle Rabbine olan sevgisinde devamlılığını göstermiş demektir. Bunun karşılığı olarak da ahirette arşın gölgesinde barındırılacaktır.
Birbirlerini Allah için sevip buluşmaları ve ayrılmaları Allah için olan iki insan. Allah rızası için birbirlerini seven, başka hiçbir maksat taşımayan, bir araya gelmeleri Allah için, şayet ayrılacaklarsa ayrılıkları yine Allah için olan yani bir arada iken de ayrı iken de Allah için duydukları sevgiyi muhafaza eden iki insan, sanki bir anlamda yekdiğerini Allah'ın emirlerine muhalefetten korumaktadır. Zira mü'min mü'minin aynasıdır. Onların bu birbirlerini Allah için sevmeleri ve dostluklarım bu çizgide birbirlerine yardımcı olarak geçirmeleri, ahirette her ikisinin birden ilahî koruma altına alınmaları ile ödüllendirilecektir. O halde sevgimize ve sevdiklerimize bu açıdan iyice dikkat etmeliyiz.
Güzel ve mevki sahibi bir kadının gayr-i meşru davetine "Ben Allah'tan korkarım" diye yaklaşmayan yiğit. Böylesine bir davete içinden veya açıkça "Ben Allah'ın emrine muhalefet etmekten, veya O'nun azabından ve gazabından korkarım" diyerek yaklaşmayan, nefsini koruyan kişi gerçekten büyük bir yiğitlik göstermiştir. "Allah'tan korkan kurtulmuştur" müjdesi gereği onun da ödülü ahiretteki sıkıntılardan kurtulmaktır. Bu husus, her türlü gayr-i meşru kadın-erkek ilişkilerinin kitle iletişim ve haberleşme vasıtalarıyla   yaygınlaştırılmaya çalışıldığı günümüzde çok daha büyük önem arzetmektedir.
Sağ elinin verdiğini sol elinin bilemeyeceği kadar gizli sadaka veren kimse.  Allah için verdiği sadaka ve yaptığı iyilikleri mümkün olduğunca gizli yapan, gösteriş ve riyadan uzak kalmaya çalışan kimse, Allah'ın rızasını her şeyin üstünde tutmuş demektir. Bunun karşılığı da, ahirette ilahî korumaya mazhar kılınmak suretiyle o kişinin faziletinin açığa çıkarılmasıdır. Bu, gibta edilecek bir durumdur.
Tenhada Allah'ı anıp göz yaşı döken kişi. İnsanlardan ve gözlerden uzak, kimsenin bulunmadığı ortamlarda Allah'ı anarak gözlerinden sevgi yaşları dökülen kimse, çoğu insanın başaramadığı bir kulluk çizgisini yakalamış demektir. Onun bu samimi ve gizli kulluğunun karşılığı da mahşer yerinde ilahî koruma altına alınmak suretiyle, herkesin gözü önünde ödüllendirilmesidir. Böyle bir ödüllendirmeyi kim istemez. Yüce Rabbimiz cümlemize nasip eylesin.

0 yorum:

Yorum Gönder